Tarih: 09.01.2022 02:48

Denizcilik Fakültesi Dekanı Sarı:

Facebook Twitter Linked-in

Bölgedeki göller, havzalar, çaylar ve derelerin sularının sonunda mutlaka Marmara Denizi'ne ulaştığına işaret eden Sarı, şöyle konuştu:

“Bu ortam, Marmara Denizi’ndeki müsilajı artırmaktadır. Aslında Manyas Gölü, bir ‘çevre okulu’ gibidir. Ancak bu gölümüzdeki ekosistem kötü kullanılıyor. Cennet gibi bir gölü, cehenneme çeviriyoruz. Bu gölde eski yıllarda kendisine özgü, orijinal, 30’a yakın balık türü vardı. Bunların başlarında sazan, turna ve yayın geliyordu. Şimdi bu balıkların hiçbiri avlanabilir nitelikte değil. Yayın, tek tük çıkıyor. Turna çok az kaldı. Ama ne yazık ki hâlâ yavru turna balıkları avlanıyor. Sadece İsrail Sazanı kaldı. Ancak eskiden ihraç edilen bu balık, para kazandırıyordu. Şimdi bu ihracat da pek kalmadı. Manyas Gölü, minicik bir göl. En derin yeri 2 metre. Gölün uzunluğu 20 kilometre, genişliği ise 14kilometre. Kışın sular biraz yükselince sadece 4 metre olabiliyor. Göle kıyısı bulunan köylerde 200 dolayında balıkçı teknesi var. Neredeyse kilometre kareye 1,5 tekne düşüyor. Ayrıca gölden yaz aylarında tarımsal sulama için yararlanılıyor. Kısacası sürekli kirlenen, aşırı avlanma yapılan, suyu tarım arazileri için kullanılan bir göl, ekolojik açıdan kördüğüm olmuş demektir.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —