Dr. Küçük yaptığı yazılı açıklamada Obozite hastalığının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunu olduğuna değindi.
Dr. Küçük, hastalık hakkında şu ifadeleri kullandı: “Obezite gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunlarından biridir. Bedenin yağ kütlesinin, yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu hastaların boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının istenilen düzeyin üstüne çıkmasıdır. Vücut kütle indeksinin (BKİ) hesaplanmasıyla Obezite’nin boyutu anlaşılabilir. BKİ vücut ağırlığının, boyun metre cinsinden karesine bölünmesi ile hesaplanmaktadır. BKİ 18.5-24.9 normal kilolu, 25.0- 29.9 arası fazla kilolu, 30’un üstünde obez, 40’ın üzeri ise Morbidobez olarak tanımlanır. Bel çevresinin artmış olduğu Obezite tipine santral Obezite denilir. Kadınlarda 80 cm, erkekler de 94 cm. santral Obezite açısından risk artışı olarak değerlendirilir. Obezite görülme sıklığı tüm dünyada artarak görülmektedir. Ülkemizde yetişkin popülasyonunun % 35’i kilolu, % 35’i ise obezdir. Obezite’ye karşı önlem alınmaz ise insanlık için büyük bir tehlike oluşturacaktır. Obezite’nin nedenlerine baktığımızda Aşırı ve yanlış beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, psikolojik problemler, genetik etmenler, anne sütü ile beslenmeme, bazı endokrin hastalıklar (cushing hastalığı, polikistikover sendromu vb.) yaş, cinsiyet, eğitim durumu, sigara, alkol kullanımı gibi, pek çok faktör ile karşılanılmaktadır. Anne sütü alan bebekler de almayan bebeklere göre Obezite riski daha azdır. Bu hastalar değerlendirilirken, boy ve kilo ölçümleri yapılarak, vücut kitle indeksleri hesaplanmalıdır. Santral Obezite açısından bel çevresine bakılmalıdır. Kilo planlaması yapılırken, Obezite başlama yaşı ve süresi, beslenme şekli, kilo değişimleri, fiziksel aktivite ve egzersiz sekonder Obezite’ye yol açan ilaç ve hastalıklar, kişinin ruhsal yapısı, duygu durumu ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Sağlıklı bir yaşam için alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekir.”