“Kitap Günleri” etkinliğinde cumhuriyet alanındaki söyleşiye katılmadan önce Şoray’ın isteği üzerine kaldığı otelde buluştuklarını belirten Mekin, şunları söyledi:
“Türkan Şoray ile yaklaşık 45 yıl sonra bir araya geldik. Otelden cumhuriyet alanına aynı araçla birlikte gelirken kolumdan hiç çıkmadı. Alana geldiğimizde Türkan Hanım’ı çok kalabalık bir topluluk karşıladı. Adeta sevgi seli vardı. Türkan Hanım, bu sevgiyi görünce kolumdan çıkarak, bir anda müthiş bir enerjiyle halkın arasında yürümeye başladı. Nitekim alandaki konuşmasını da tamamen ayakta yaptı. Türkan Hanım, mucize bir kadın. Halkın onu bu kadar sevmesi hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü o da halka bu sevginin karşılığını veriyor.”
FİLMİN HİKÂYESİ ÇOK GÜZELDİ
50 yıl önce Türkan Şoray ve Kadir İnanır ile birlikte çektikleri “Selvi Boylum Al Yazmalım”ın, yıllardan beri televizyonlarımızda yayınlanmasına karşın halen aynı ilgiyi gören bir “kült film” olmasını, filmin hikâyesinin çok güçlü olmasına bağlayan Mekin, şu değerlendirmede bulundu:
“Film, Cengiz Aytmatov’un bir kitabından alınırken, senaryoyu ise Ali Özgentürk, çok etkili bir şekilde kaleme aldı. Aslında Aytmatov’un kitabındaki öykünün finali böyle değildi. Ama Özgentürk, finali böyle yazdı ve çok etkili oldu. Öyle ki, Cengiz Aytmatov bile izledikten sonra finalin böyle olmasını ve filmi çok beğenmişti.”
Türkan Şoray ile 4-5 filmde birlikte oynadıklarını belirten Mekin, halen kendisine çok sayıda film teklifi gelmesine karşın çalışmaya çok sıcak bakmadığını vurgularken, şöyle konuştu:
“Eşimi kaybettikten sonra çalışma isteğimi oldukça yitirdim. Eşim Şükran’ın varlığı, benim arkamda çok büyük bir güçtü. 90 yaşımı aştım ve artık çalışmaya çok sıcak bakmıyorum. Yorucu bir tempoda çalışmayı artık hiç düşünmüyorum.”
“KİTAP GÜNLERİ” ÖNEMLİ
Bandırma Belediyesi’nin düzenlediği “Kitap Günleri”ni çok önemli olduğunun altını çizen “Yeşilçam Efsanesi” Ahmet Mekin, şunları aktardı:
“Sanatla uğraşan, kitap okuyan insandan zarar gelmez. Sanatla uğraşan kişi, hangi meslekte olursa olsun başarıya ulaşır. Bu yaşta hâlâ düzenli şekilde kitap
okuyorum. Bazı geceler, okurken kitabım kucağımda uyuyakalıyorum. Kitap, insanın ufkunu açar. İnsanın kafasını çalıştırır. Sizi sanki bir film çeker gibi yönetmen durumuna getirir. Her insan kitap, gazete okumalı. Ben, son dönemde araştırma-inceleme ve felsefe kitaplarını okumaya ağırlık veriyorum. Kafamı dinlendirmek istersem de, polisiye kitap okuyorum.”
Haber : Önder Balıkçı