. Bunlardan elde edilen süt parası ile hayvanların yem giderleri karşılanır, evin alışverişi sütün döküldüğü bakkaldan temin edilirdi. Kimi alışverişten kaynaklı bakkala bir borç ödenirdi, zaten hayvan bakan aileler tarım ile de ilgilendiğinden kaba yem ile tahıl gereksinimlerini kendileri karşılarlardı.
Hatta pancar ekenler küspe ve melas ile yem ihtiyaçlarını büyük oranda çözümlerdi. Fakat geçen zaman ile birlikte girdi fiyatlarının artması ve ailenin gençlerinin de köyde (kırsal mahallelerde) kalmak istememesi ile birlikte geriye kalan yaşlı nüfusta haklı olarak elinde ki üç-beş hayvanını satmak zorunda kaldı. Şu anda Manyas genelinde tahminen beş bin süt sığırı olduğu varsayılıyor. Bu rakama da ilçe de günlük üretilen 70 ton sütten hesap yapılarak ulaşılıyor. Artan girdi fiyatları ve buna paralel süt fiyatlarının günün şartlarına göre düşük kalması hayvancılıktan kaçışı hızlandırıyor. Et fiyatları aldı başını gidiyor, geçen Aralık ayında bir kilo dana karkas etinin kilosu 95 lira iken bu rakam şimdi ise 175-185 lira arasında işlem görüyor.
Kasaplar da ise şu anda bir kilo dana kuşbaşı 280, dana kıyma 270 lira, aslında bu işten kimse memnun değil, tüketicinin alım gücü iyice düşerken, kasaplar ise iki günde bir değişen fiyatların kendilerini de olumsuz etkilediğini söylüyor. Yani arz, talep olayı!
Hayvan varlığımız her geçen gün azalıyor, süt sığırları kesime gidiyor, süt üreticisi acil çözüm bekliyor. Bugün bir balya saman 90, bir balya yonca 180 lira, bazı üreticiler balyası 60 lira olan çeltik saplarını hayvanlarını yedirmeye başladı. Yem fiyatları zaten hepimizin malumu, bir çuval süt yemi 500-600 lira, besi yemleri ise 450- 500 lira arasında satılıyor. Anlayacağınız hayvancılık sektörü ülkemizde de ilçemizde de bitiyor, yarın çok geç olabilir.
Sevgiyle kalın.