Önce kendi canımıza, sevdiklerimize, yaşadığımız ilçeye, ile, ülkeye ve tüm dünyaya karşı bir duyarlılığımız olmalıdır. Bizi biz yapan en önemli özelliklerden biridir duyarlı olmak. İç ve dış görünüşümüz, kurduğumuz cümleler, olaylar karşısında takındığımız tutum ve davranışlar bizim asıl kimliğimizdir. Ve üzerimizde taşıdığımız kimlik kartımızdan çok çok daha önemlidir. “Herkes yapıyor ama…” ifadesi bir gerekçe olamaz, olamamalıdır da. Bir yanlışı herkes yapıyor olsa bile yanlış yine yanlıştır. Bir doğruyu hiç kimse yapmıyor olsa bile doğru yine doğrudur. Günümüzde çıkarlara göre eğilip bükülebilen doğrular ve yanlışlar karşısında her birimizin sergileyeceği tavır hayati derecede önemlidir. Çünkü ya yanlışın yaygınlaşmasına hizmet ediyoruzdur, ya da doğrunun. Karar bizim, irade bizde. Başkalarından, özellikle de yöneticilerimizden beklediğimiz duyarlılığı bizzat kendimiz de göstermeliyiz. Eğer başkalarından duyarlılık beklediğimiz halde kendimiz duyarlı davranmıyorsak çelişki içindeyiz demektir. Bu çelişkiden derhal kurtulmalıyız. Topyekun düzelme bir hayal olabilir, ancak şikayet edip çözüm adına hiçbir adım atmıyorsak biz de sorunun bir parçasıyız demektir. Pek tabi ki sorunlar sadece şikayet ederek ya da mevcut sorunlara bir sorun da biz ekleyerek çözülmez. Gücümüzün yettiği, elimizin erdiği oranda doğrudan yana tavır alabilir, minik de olsa adımlar atabiliriz. Herkesin çöp attığı bir sokağa çöp atmamak bir erdemdir. Yerdeki çöpten bir tane dahi olsa alıp çöp kutusuna atmak bin kat erdemdir. Nasıl olsa kirli ve bu sokağın temizlenme umudu yok diye o sokağa bir çöp de biz atıyorsak bu çok yanlış bir davranıştır. Üzülerek ifade etmeliyim ki sokağı durmadan kirletip, o sokağı bir çırpıda temizleyecek süper liderler beklemek doğu toplumlarının en büyük açmazı. Halbuki sorunu düzeltmek görevi onu ilk fark edene aittir. Gücü yoksa yardım ister, ya da gerekli mercileri harekete geçirir. “Battı balık yan gider, bir çöp de benden olsun…” asla demez. Çözüm istiyorsak minik de olsa adım atarak çözümün bir parçası olmalıyız. İnandırıcı olmamızın, diğer insanları da harekete geçirmemizin tek yolu budur. Hem eleştirip hem çözüm adına hiçbir şey ortaya koymamak, üstelik ortalığı da bulandırmak hiç kimseyi çözümün bir alternatifi yapmaz. Yönetime talip olsanız sittin sene kimse sizi seçmez. O halde gelin hep birlikte duyarlı olalım. Sorunun değil çözümün bir parçası olalım. Hiçbir şeye gücümüz yetmiyorsa, hiç olmazsa yeri ve zamanı geldiğinde doğruya doğru, eğriye eğri diyelim. Milletçe duyarlı olacağımız, birbirimize sımsıkı kenetleneceğimiz, doğru olanın yanında yer alacağımız o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.