. Kendimizi özdeşleştirdiğimiz, ait olmakla gurur duyduğumuz varlıklarımız. Maddi ve manevi gücümüz. Aidiyet duygusuyla birden 83 milyonluk bir güç yüklemesi. Bir tek birey olmaktan çıkıp bir millet olma ve bu güce ulaşma sihri. Kurtdereli Mehmet Pehlivanın “Ben güreşe çıktığımda milletimin gücünü arkamda hissederim” sözünün manası. Atatürk’ün “Bir Türk dünyaya bedeldir” sözünün aşıladığı özgüven.
Aidiyet duygusunu beslemek ve güçlendirmek, gerek anne-baba gerekse eğitimcilerin olmazsa olmaz görevlerinden biridir. Çocuklarımızın biz büyüklerle gurur duyacağı bir yaşam sürmek bu duyguyu besleyecektir. Attığımız her olumlu adım, kazandığımız her başarı, dürüst bir yaşam, adaleti gözeten hal ve hareketlerimiz aidiyet duygusunu perçinleyecektir. Ekonomi, bilim, kültür ve sanat alanlarında çığır açan her atılımımız çocuklarımızdaki aidiyet duygusunu zirveye taşıyacaktır. Aidiyet duygusunu zedeleyecek, çocuklarımızı utandıracak her türlü, eylem ve söylemden uzak olmalıyız. İnsanlar görmüşsünüzdür. Nereli olduklarını gizlerler. Özellikle de bu yer ya da şehir kötü bir durumuyla meşhur olmuşsa. Çünkü hiç kimse utanılacak işler yapan bir topluma ait olmak istemez. Yine insanlar görmüşsünüzdür. İyilik, güzellik ve başarısıyla tanınan toplumlarla bir şekilde bağı olduklarını iddia ederler. Çünkü herkes iyi işler yapan, dürüst ve başarılı bir topluma ait olmak ister. Aidiyet duygusunun bir şekilde zedelenmesi bireyde farklı arayışlara yol açar. Uyruk değiştirme, ya da bir yolunu bulup yurt dışına yerleşme çabaları bunların başlıca olanlarıdır. Elbette üst akıl olarak biz büyükler bir yandan aidiyet duygusunu güçlendirecek çalışmalar yaparken bir yandan da farklı arayışlara giren bireyleri uyarmalıyız. Öncelikle toplumda görmek istemediğimiz, ya da olmasını arzu etmediğimiz tutum ve davranışları bizzat kendimiz örnek olarak değiştirme gayretine girmeliyiz. Yoksa nefret ya da kaçış bir çözüm değildir. Diğer taraftan kendi toplumuyla bağını koparıp başka bir topluma adapte olmaya çalışan bireyler çok da kabul görmeyeceklerdir. Çünkü adapte olmaya çalıştığı toplum onu her zaman bir “Yabancı” olarak görecektir. Onlara benzemek için sarf ettiği her çabanın “Yabancı” algısını değiştirmediğini her gördüğünde hep hüsrana uğrayacaktır. En güzel davranış ait olduğu toplum ne kadar negatif olursa olsun pozitif olmak ve pozitif davranmaktır. Sosyoloji bilimi bize bireydeki değişikliklerin toplumu değiştireceğini söylüyor. O halde işe kendimizden başlayabiliriz. Aidiyet duygusunu güçlendirmek için gece gündüz çalışacağımız, her alanda üstün başarılar sergileyeceğimiz, dürüst yaşayacağımız, hal ve hareketlerimize, kılığımıza ve kıyafetimize özen göstereceğimiz o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.