Değerli dostlar bir gün Sahâbeden Sevbân (ra) Rasul-i Ekrem Efendimiz’e pek derin ve dalgın bir surette bakıyordu. Öyle ki onun bu hâli, Rasul-i Ekrem Efendimiz ’in dikkatini çekti. Merhametle sordular:
“–Yâ Sevbân! Nedir bu hâlin?”
Sevbân (an) şöyle dedi:
“–Anam, babam ve canım sana feda olsun ya Rasûlâllah! Sen’in hasretin beni öyle yakıp kavurmaktadır ki, nurundan ayrı geçirdiğim her an bana ayrı bir hicran olmaktadır. Dünyada böyle olunca ahirette nice olur diye dertleniyorum. Orada Siz, peygamberlerle beraber olacaksınız. Benim ise, ne olacağım ve nerede bulunacağım belli değil! Üstelik Cennet’e giremezsem, Sizʼi görmekten tamamen mahrum kalacağım! Bu hâl beni yakıp kavuruyor ey Allah’ın Rasûlü!”
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v)
“–Kişi sevdiği ile beraberdir...” müjdesini verdiler. (Buhârî, Edeb, 96)
Yine Enes bin Malik (ra) der ki: Bir adam geldi ve Resul-i Ekrem Efendimiz’e
“Yâ Resûlallah! Kıyamet ne zaman kopacak?” dedi. Resul-i Ekrem (s.a.v):
“Sen kıyamet için ne hazırladın ki?” buyurdu. Adam:
“Allah’ın ve Resulünün (s.a.v) sevgisini hazırlayabildim yâ Resûlallah!” Diye cevap verdi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (s.a.v):
“Muhakkak sen sevdiğinle berabersin!” buyurdu.
Enes (ra) der ki: “Biz İslâm’a girdikten sonra Hazret-i Peygamber’in (s.a.v), “Sen sevdiğinle berabersin!” sözünden dolayı duyduğumuz sevincin üstünde daha şiddetli bir sevinç duymadık. Ben, Allah’ı, Resûlünü, Ebû Bekir’i ve Ömer’i severim. Ben onların hayır işlerine benzer hayır ve ibadet işlememiş olsam bile, onlara olan bu sevgim sebebiyle âhirette onlarla beraber olacağımı Allah’ın kerem ve inayetinden umarım.” (Müslim, Birr,50)
Değerli dostlar Müslüman'ın yüreğinde en çok yer verdiği sevgi Allah sevgisidir. Bu sevginin üstünde hiçbir sevgiye yer vermez. Diğer bütün sevgiler, Allah'ı sevmenin, O'na boyun eğmenin bir gereğidir. İnsanın Yaratan’ına duyduğu bu içten sevgi ve bağlılık, yalnız O'na imanı gerektirir ve iman O'na olan eşsiz muhabbeti ifade eder. İmanlı olmak, insanın gönlünde büyüttüğü bütün sahte sevgileri yıkarak yalnız Allah'a teslim olmasıdır. Zira iman eden kimseler her şeyden çok O'nu severler. (Bakara, 2/165)
Kalplere sevgiyi yerleştirecek olan şey davranışlardır. Dolayısıyla sevginin teşvik edilmesinde temel gaye aslında kâmil imanı elde edebilmektir. Zira insan, sevgi sayesinde olgun bir imana sahip olur, imanın lezzetini alır. Resûlullah, insanın hakiki sevgilere gönlünde yer vererek imanın tadına varabileceğini şu şekilde ifade eder: “Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer: Allah ve Resûlü'nü herkesten çok sevmek, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmek, imandan sonra küfre dönmekten, ateşe atılmaktan çekindiği gibi çekinmek.” (16 Buhârî, Îmân, 9) “Allah'ım, senden seni sevmeyi, seni seven kişiyi sevmeyi, senin sevgine ulaştıran ameli isterim. Allah'ım, senin sevgini bana kendimden, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli eyle” (Tirmizî, Deavât, 72.) Hz. “Allah'ım beni sevginle rızıklandır.” Buyuran (Tirmizî, Deavât, 73) Allah Resûlü'nün duası da O'nun sevgisidir. Çünkü sevgi imanın özüdür.
Değerli dostlar Allah ve Resûlü'nün sevgisi nihayetinde cennete girmeye vesile olur. Zira kıyamet günü için Allah ve Resûlü'nün sevgisini hazırladığını söyleyen sahâbîye Sevgili Peygamberimiz, “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” buyurmuştur. (Buhari, Edeb, 96)
Bizi ebedi mutluluğu kazandıracak sevgiye mazhar olma dileklerimle