Geçen yıl 3 Temmuz sabaha karşı hastaneden aradılar. ‘Babanızın durumu ağır hemen gelmelisiniz.’ dedi yoğun bakımdan doktor hanım.
Biz ulaştığımızda ölmüş, ruhu çoktan bedenini bırakıp gitmişti.
Ölümü gerçek anlamda ilk kez bu kadar yoğun hissettim. Babam, dostum, arkadaşım, sırdaşım, sevdiğim ve saygı duyduğum yaşam rehberim artık yoktu.
İsteği üzerine memlekete gömdük. Ve bu yıl ilk mezar ziyaretimizi yaptık. Aynı zamanda mezarının düzenlenmesi ile ilgili köyde kalmamız gerekti. Yıllar sonra ilk kez köyde kaldım. Çocukluk anılarım canlandı hızlı bir geçit yaptı zihnimin bir kenarlarında.
******************
Ben çocuk iken başlamıştı bu yörede pirinç ekimi.
O zamanlarda da yaşardık sivrisinek zulmünü bütün yaz boyunca. Ama şimdi ki kadar kötü değildi o zamanlar.
Ve bu kısa misafirliğimiz kabusa dönüştü. Annem ve ben hastanelik olduk. Bütün vücudumuz kabardı. Kaşıntı, yanma, ateş ve tedavi. 2 hafta içinde ilaç ve merhem tedavisi ile düzelebildik. Annemin durumu ise hala ağır. Amcamın çocukları, torunları baba ocağına ziyarete gidemiyorlar. Onlardan bazıları daha ağır geçiriyorlar. Torunları ve kızlarından hastaneye yatanda var. Manyas'ın sivrisinekleri yaptı.
Artık babamın sandalla geçtiği dere kurudu. Göçmen kuşlar da gelmez oldu.
Hani nerede vaktiyle Paradeisos - (cennet) denilen yerde, o suyu tertemiz gölde 2 metrelik yayınlar sazanlar! Değil gölün kıyısında yemek yemek oturulamıyor bile sivrisineklerden. 56 yılda gelinen nokta 80.000 dekar pirinç tarlası çeltikler!
Pirinç ağaları zengin olacak diye suları zehirlediler bitirdiler. Çocuklarımız şimdi ne içecek?